Çay, Battaniye, Kitap, Biraz da Bisküvi
- gzmkcpnr
- 2 Mar
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Mar
Küçükken kış mevsimini pek sevmezdim. Kar oynamaya çıkıp hep hasta olur, annemden azar işitirdim. Ona göre hep onun sözünü dinlemediğimde hasta olurum zaten. Hasta olduysam ya soğuk havada atkımı takmamışımdır, ya yeleğimi giymemişimdir ya da soğuk su içmişimdir.

Sanırım kırklarıma, ellilerime bile gelsem hasta olunca annem kızacak diye tedirgin olacağım. Ondan herhalde o zamanlar o kadar sevmezdim. Hem okullar kışın tatil olmuyordu ki. Yazlar öyle mi? İster yalınayak koş. İstersen kana kana su iç. Tabii kışın üç ay tatil olsa eminim en çok onu severdim.
Yirmilerime geldiğimde sevdim galiba bu mevsimi. Yaş aldıkça daha sakin olmak istiyor insan. Ondan olsa gerek. Hava soğuyup herkes köşesine çekilince tüm yeryüzüyle birlikte ben de dinleniyorum sanki. Hani karınca kış için tüm yaz çalışır ya ben de tüm kış biriktirip yazın meyvesini yemek istiyorum. Herkes uykudayken çalışıp yazın güneşin tadını çıkarmak istiyorum. Evin yeteri kadar sıcaksa sevdiklerin de yamacındaysa kar yağdı mı tadından yenmiyor. Tabii canım ülkem eskisi kadar yağış almıyor. ”Nerede o eski kışlar!” diyecek kadar yaşlanmasam da biliyorum. Yere bir damla yağmur düşse, bir zerrecik kar görsem hemen kitabıma sarılıyorum ben. İnsanlar ısınmak için eve yetişmeye çalışırken penceremden onları izlemeyi seviyorum. Elimde sıcacık çayım, dizlerimde en sevdiğim battaniyem, okumakta olduğum kitabımla kışı artık çok seviyorum.

Yaza formda girmek için gidiyorum şimdi. Dışarıda minik minik kar serpiştiriyor. Bir kek pişireceğim. Bir demlik de çay. O ağır ağır demlenirken ben çoktan masama dönmüş olacağım. Sayfalarca okumak, okuduklarımı yuvarlayıp bir kartopu gibi büyütmek istiyorum. Kitaplarımdan kardan adamlar yapmak istiyorum. Belki bu sefer hasta olmam. :)
dipnot: Birçok şehrin beyaza büründüğü bir zaman, 20 Şubat'ta kaleme alınmıştır.
dipnot2: Bu yazıda kışı romantize etsek de soğuk havalarda patili dostlarımızı unutmayalım efenim. :)
Comments